HABERLER

DUYURULAR

SIKÇA SORULAN SORULAR

Diyabet, insülin hormonunun yetersizliği, yokluğu ve/veya eksikliği sonucu oluşan karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında bozukluklara yol açan, hiperglisemiyle karakterize akut metabolik ve kronik dejeneratif komplikasyonlara neden olan bir hastalıktır.

Diyabet hem dünyada hem Türkiye de en önemli sağlık sorunlarından biri olarak kabul edilmektedir. Diyabetli sayısının her geçen gün artması, diyabetin her yaşta görülmesi, önlem alınmazsa ağır organ hasarlarına neden olması, yaşam kalitesini düşüren maliyeti yüksek bir hastalık olması, diyabetle ilişkili sağlık sorunlarının insanların yaşamını ve sağlık sistemlerini ciddi derecede etkilemesi bu kanıyı güçlendirmektedir. Aynı zamanda diyabet Dünya Sağlık Örgütü tarafından en fazla ölüme neden olan kronik hastalıklar arasında sayılmaktadır.

Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF: International Diabetes Federation) 2019 raporunda; dünyada 463 milyon diyabetli (20 – 79 yaş) olduğu tahmin edilmekte olup, bu sayının 2030 yılında 578 milyona, 2045 yılında 700 milyona ulaşacağı bildirildi. Her 2 kişiden biri henüz tanı almamış olup bu sayının 232 milyon olduğu ve 374 milyon Bozulmuş Glikoz Toleransı olan yetişkin olduğu belirtilmiştir. Her 100 erişkinden yaklaşık 9’u (%8,8) diyabetli, 100 erişkinden yaklaşık 7’si (%6,7) bozulmuş glikoz toleransı olup doğan her 7 bebekten 1’i gestasyonel diyabetten etkilenmektedir. Küresel bazda sağlık harcamalarının %12’si diyabet için kullanılmakta olup Türkiye de Sosyal Güvenlik Kurumu 2016 yılı için diyabete bağlı harcamaları %23 olarak açıklamıştır. Her yıl yaklaşık 4 milyon 20 – 79 yaş arası erişkinin, diyabetle ilişkili nedenlerden dolayı hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Her sekiz saniyede 1 kişi diyabet nedeni ile hayatını kaybetmektedir. Diyabet dünyada, bu yaş grubuna göre, tüm ölüm nedenleri arasında %10,7 orana

sahiptir. Bu oran, HIV/AIDS nedeniyle 1,1 milyon, tüberküloz nedeniyle 1,8 milyon ve malarya nedeniyle olan 0,4 milyon ölümden daha yüksektir. Türkiye Diyabet Epidemiyolojisi Projesi (TURDEP – II) verilerine göre, Türkiye’de diyabet görülme sıklığı 20 yaş üstü grupta % 13,7’dir. Diyabetli birey sayısının en fazla olduğu grup 40 – 59 yaş aralığıdır ve bu yaş grubu toplam diyabetli nüfusun %46’sını kapsamaktadır. Diyabetli birey oranı en yüksek olan coğrafi bölgemiz %18,2 ile Doğu Anadolu Bölgesi iken en düşük orana %14,5 ile Karadeniz Bölgesi sahiptir. Diyabetli yetişkin sayısının 2045 yılında dünyada 629 milyon, Türkiye’de ise 11,2 milyon olacağı tahmin edilmektedir.

Ülkemizde 8 milyondan fazla erişkinin diyabet hastası, bir o kadar kişinin de diyabet gelişimi açısından risk grubunda olduğu tahmin edilmektedir. Kısaca Türkiye' de erişkin her üç kişiden bir tanesinde diyabet veya diyabet gelişimi açısından risk vardır. Ayrıca 20.000 dolayında çocuğun diyabetli olduğu bilinmektedir. Ne yazık ki diyabetli erişkinlerin yaklaşık yarısı hastalığın farkında değildir. Tip 1 diyabet ile ilgili önleme çalışmaları başarılı olmamıştır. Oysa Tip 2 diyabet vakalarının % 70’ni, sağlıklı kahvaltı, lifli sebze, taze meyveler, tam buğday ekmeği, yağsız et, balık ve fındık tüketimi ve düzenli egzersizi içeren “sağlıklı yaşam tarzı” ile önlemek mümkündür.